Çölyak hastalığını tedavi etmek mümkün

Çölyak hastalığı gösterdiği belirtiler nedeniyle kişiye oldukça rahatsızlık vermektedir. Tahılların içerisinde bulunan glütene karşı tepki veren çölyak hastalığının tedavisi mümkündür. Doğru diyet programı ile çölyak hastalığını tedavi edebilirsiniz. Çölyak hastaları hayatlarının sonuna kadar doğru diyet programı ile beslenmelidirler.

Çölyak hastalığını tedavi etmek mümkün
09 Mayıs 2022 - 23:13

Çölyak hastalığına sahip kişiler gün geçtikçe artmaktadır. Çölyak hastalığı buğday, arpa, çavdar gibi tahıllarda bulunan glütene karşı vücudun ortaya çıkardığı belirtilerdir. Bu belirtiler 1 yaşından sonra görülmeye başlanmaktadır. Başlangıçta bulantı, kusma, ishal, halsizlik gibi belirtiler görülür. İlerleyen dönemlerde ise anemi, cilt döküntüleri gibi farklı belirtiler eklenir. Çölyak hastalığının tedavisi mümkündür ve tedavi gluten içeren besinlerin diyetten çıkarılmasından ibarettir. Çölyak hastalığına neyin neden olduğu hala bilinememektedir. Gastroenteroloji Uzm. Dr. Taner Akyol, 9 Mayıs Dünya Çölyak Günü dolayısıyla çölyak hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu.

BİRÇOK HASTAYA TEŞHİS KONULMAMIŞTIR

Çölyak hastalığının dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1’inde görüldüğünü dile getiren Uzm. Dr. Akyol, “Gerçekte toplumun yüzde 3-10’ unu etkilediği tahmin edilmektedir ve birçok hasta teşhis edilmemiştir. Son 50 yılda çölyak hastalığı farkındalığındaki artış, tanı ve tarama testlerindeki gelişmeler nedeniyle çölyak hastalığı görülme sıklığında önemli bir artış olmuştur” dedi.

ÇÖLYAK HASTALIĞININ ÇEŞİTLİ BELİRTİLERİ VARDIR

 

Çölyak hastalığının belirtilerinin özgül olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Akyol,“Genel olarak ishal, yağlı gaita, kilo kaybı veya gelişme geriliğinin hâkim olduğu malabsorpsiyon (yağda çözünen vitaminler, demir, folik asit, vitamin B 12 eksiklikleri) sık görülen belirtilerdir. Bununla birlikte anemi, belirsiz abdominal semptomlar (karın ağrısı, şişkinlik gibi genellikle huzursuz barsak sendromuna benzer), reflü özofajit, eozinofilik özofajit, deri döküntüleri, nöropati, ataksi, depresyon, boy kısalığı, osteomalazi ve osteoporoz, açıklanamayan karaciğer enzim yüksekliği, olumsuz gebelik sonuçları ve hatta lenfoma belirtileri ile ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin ortaya çıkmasındaki temel neden, glutenin ince bağırsaklarda kronik iltihaba yol açması sonucunda ince bağırsak emici yüzey alanının kaybı ve sindirim enzimlerinin azalmasıdır. Çölyak hastalığı tanısı yukarıdaki belirtilerden şüphelenilen kişilerin klinik, serolojik (kan örneklerinde bakılan antikor testleri) ve histopatolojik (endoskopi ile alınan ince barsak doku örneklerinin incelenmesi) verilerinin bir kombinasyonuna dayanır” diye konuştu.

MOTİVASYON VE TAKİP GEREKTİREN DİYET İLE TEDAVİ EDİLEBİLİR

 

Bir grup çocukta kesin kriterler varsa biyopsi yapılmadan tanı konulabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Akyol, “Ayrıca birinci derece yakınında çölyak hastalığı olan kişilerin de çölyak hastalığı açısından taranmaları gerekir. Hastalığın tedavisi öncelikle hasta eğitimi, motivasyon ve takip gerektiren glutensiz bir diyettir. Yeni teşhis edilmiş yetişkin bir çölyak hastası demir, folik asit, D vitamini ve B 12 vitamini gibi temel mikro besin eksikliklerini ortaya çıkarmak için testlerden geçmeli ve eksik olanlar tedavi edilmelidir. Çölyak hastaları ömür boyu glutensiz diyete bağlı kalmalıdır. Çölyak hastaları ayrıntılı bir beslenme değerlendirmesi, eğitim ve ardından izleme almak için bir gastroenteroloji uzmanının ve çölyak hastalığı konusunda iyi eğitimli bir diyetisyenin takibinde kalmalıdır” şeklinde konuştu.

HASTALAR ÖMÜR BOYU GLUTENSİZ BESLENMELİDİR

 

Çölyak hastalığında tedavinin temel dayanağının ömür boyu devam eden glutensiz bir diyet olduğunun altını çizen Dr. Akyol, “Çölyak hastaları buğday, arpa veya çavdardan elde edilen gıda ürünlerini diyetlerinden çıkarmaları yanında mısır, yulaf gibi normalde glutensiz olan ancak glutenle kontamine olmuş veya işlenmiş tahıllardan ve gıdalardan yapılan yiyeceklerden kaçınmak için eğitilmelidirler. Hastalara ayrı pişirme kapları, pişirme yüzeyleri ve tost makineleri kullanmaları konusunda eğitim verilmelidir. Önemli lif kaynağı olan tahıllardan mahrum kaldıkları için hastalara tam tahıllı pirinç, mısır, patates ve bol sebze ile desteklenmiş yüksek lifli diyet yemeleri tavsiye edilmelidir. Yulaf, hastaların çoğunluğu tarafından güvenle tolere edilir” ifadelerini kullandı.

HAZIR GIDALARIN İÇERİĞİNE DİKKAT EDİLMELİDİR

 

Çölyak hastalarının hazır gıdaların içeriklerine dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Akyol şunları söyledi: “Glütensiz diyet yaşam kalitesini artırdığı gibi, hastalığın komplikasyonlarını da engeller. Birçok hasta eser miktarda glütene karşı yüksek hassasiyet nedeniyle diyete uymasına rağmen aktif hastalığa sahiptir. Bu nedenle glütensiz diyeti tamamlayan güvenli farmakolojik tedavilere acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Gluteni parçalayan enzimlerin kullanıldığı oral enzim tedavisi araştırmaları devam etmekte ve umut verici gelişmeler olmaktadır”

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum