BAKAN ÖZER, MÜSİAD'IN MESLEKİ EĞİTİM VE İSTİHDAM ÇALIŞTAYI'NA KATILDI

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MÜSİAD tarafından İstanbul'da düzenlenen ''Mesleki Eğitim ve İstihdam Çalıştayı''na katıldı.

BAKAN ÖZER, MÜSİAD'IN MESLEKİ EĞİTİM VE İSTİHDAM ÇALIŞTAYI'NA KATILDI
04 Ekim 2022 - 12:00
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MÜSİAD Genel Merkezinde gerçekleşen "Mesleki Eğitim ve İstihdam Çalıştayı"nda yaptığı konuşmada, mesleki eğitimin istihdamla bağının güçlendirilmesi için tüm dünyada ciddi proje ve çalışmaların yapıldığını kaydetti. Özer, "Artık 21. yüzyılda iş dünyasının beklediği becerilere sahip insan kaynağının yetiştirebilmesi için başarılı öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmesi gerekiyor." dedi.
 
Türkiye'de katsayı uygulamasının hem imam hatip hem de meslek liselerinin uzun yıllar travma yaşamalarına ve başarılı öğrencilerin bu okulları 12 yıl boyunca tercih etmemelerine sebep olduğunu hatırlatan Özer sözlerine şöyle devam etti:
 
"Vesayet odakları; imam hatip mezunlarından iş insanı, bürokrat, vali ve kaymakam olmasına tahammül edemiyordu. Onun için akademik olarak başarılı öğrencileri katsayı uygulamasıyla imam hatiplerden uzaklaştırdılar. Aynı şey, meslek liseleri için de oldu. Yükseköğretime gitme umudu olan başarılı öğrenciler, tedrici bir şekilde göçmen kuşlar gibi meslek liselerinden uzaklaştılar. Sonucunda ne oldu? Akademik olarak başarısız öğrenciler homojen bir şekilde kümelenmeye başlayınca meslek liselerinde öğretmenlerin öğrencilerden beklentileri de düşmeye başladı. Eğitim ortamları çok daha dezavantajlı olmaya başladı. Bu, 2012 yılına kadar sürdü."
 
Söz konusu uygulama nedeniyle Türkiye'nin 3 ciddi maliyet ödediğini dile getiren Özer, "Birinci maliyet; iş gücü piyasasının, iş insanlarının uzun yıllardan beri 'Aradığım elemanı bulamıyorum.' demesi. Sadece çırak, kalfa, usta değil; aynı zamanda teknisyen ve istenilen becerilerle donanmış teknisyenlere erişilemedi. Dolayısıyla Türkiye'nin ekonomik kalkınmasıyla ilgili ciddi bir darbe vurulmuş oldu. İkincisi, eğer siz akademik olarak başarısız öğrencileri homojen bir şekilde bir okul türünde kümelerseniz okullar arası başarı farkındaki uçurumu ciddi bir şekilde derinleştirirsiniz. İşte bugün eğitim sistemimizdeki okullar arası başarı farkının kök noktası bu uygulamadır. Üçüncü olarak ise hiç öngörülmeyen bir şey ortaya çıktı. Meslek liseleri iş gücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağı yetiştiremediği gibi, bu okullarda devamsızlık ve terk oranları artmaya başladı." diye konuştu. Özer, bu problemleri çözmek için hükûmetlerin ciddi bütçeler kullanmak durumunda kaldığını belirtti. 
 
Millî Eğitim Bakanlığı olarak mesleki eğitimde iki kanalı kullandıklarını belirten Özer, mesleki ve teknik Anadolu liselerinde teorik eğitim verildiğini, mesleki eğitim merkezlerinde ise haftada bir gün okulda, dört gün işletmelerdeki gerçek iş ortamında eğitim alındığını anlattı. Bakan Özer, Almanya'da uzun yıllardır deneyimlenen dual mesleki eğitimde olduğu gibi mesleki eğitim merkezlerinin hem okulu hem işletmeyi eğitim ortamı olarak kullandığını kaydetti. 
 
2012 yılında katsayı uygulamasının kaldırılmasının ardından mesleki eğitimin güçlendirilmesi için Millî Eğitim Bakanlığının büyük çaba sarf ettiğini ifade eden Bakan Özer, kendilerinin de mesleki eğitimi güçlendirmek için iki kritik hamleler yaptığını söyledi.
 
Bunlardan birincisinin özel sektörün tüm eğitim süreçlerine dâhil edilmesi olduğunu dile getiren Özer, "Müfredatı birlikte güncelleyelim, öğrencilerin işletmedeki beceri eğitimlerini birlikte planlayalım, mesleki eğitimin kalitesinde kritik olan işbaşı ve öğretmenlerin alan ve atölye öğretmenlerinin işbaşı ve mesleki gelişim eğitimlerini birlikte planlayalım. Baktık ki aslında özel sektörün yıllardan beri beklemiş olduğu iş birliği zemini bu. Hızlı bir şekilde meslek liselerinde eğitim verdiğimiz tüm alanlarda sektörün en güçlü temsilcileriyle güçlü iş birlikleri kurduk." diye konuştu.
 
Mesleki eğitimdeki başarılara dikkati çekmek için birkaç örnek paylaşan Bakan Özer, İstanbul Sanayi Odası (İSO) iş birliği ile eğitim verdikleri lisede kâğıt havlu üretilerek Fransa'ya ihracat yapıldığını, bunun yanında kâğıt havlu makinesinin de aynı lisede üretildiğini kaydetti. Artık meslek liselerinin yurt dışına ihracatla birlikte TEKNOFEST gibi organizasyonlarda önemli projeler geliştiren okullar hâline geldiğini ifade eden Özer, mesleki eğitim merkezlerine ilişkin de şunları söyledi:
 
"Eğitim aldığı alanda istihdam oranı yüzde 88. Mezunların yüzde 75'i de eğitim aldıkları firmada çalışmaya devam ediyor. Düşünün, dört yıl sizde eğitim alıyor öğrenci. Kapasitesini, verimliğini biliyorsunuz. Onunla çalışmak istemez misiniz? Tüm süreç, 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'yla şekillendiriliyor. Mesleki eğitim merkezindeki tüm öğrencilere ayda asgari ücretin üçte biri kadar ücret ödeniyor. Hem işveren için hem de öğrenci için cazip bir mekanizma ürettik. Kovid-19 salgınından sonra küçük ve orta ölçekli işletmeler ekonomik sıkıntılar çekmeye başladı. 'O asgari ücretin üçte birlik kısmını tamamen devlet olarak üzerimize alalım.' dedik. İşveren maddi bir şeye hiç karışmasın, sadece kapılarını açsın. İkincisi, üç yıllık çırak, kalfa olduğu zaman asgari ücretin üçte biri kadar para almaya devam etmesin. Onu asgari ücretin yarısına çıkaralım ve aynı zamanda iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı da sigorta yapalım. 25 Aralık 2021'de yasa öncesi, Türkiye'deki çırak, kalfa sayısı 159 bindi. Bugün 820 bin. Yıl sonuna hedefimiz 1 milyon gencimizi meslek eğitim merkezleriyle buluşturmak."


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum